Ekrem İmamoğlu’nun Trabzon’da partililer ile buluşması için kiralamak istediği spor salonunda “maç engeli” çıktı. Bu durum, İmamoğlu’nun ön seçim kampanyasını etkileyen baskıların bir parçası olarak değerlendiriliyor. İktidarın bu tür engellerle İmamoğlu’nun kampanyasını zayıflatmaya çalışması, aslında onun lehine bir durum yaratıyor. Bu tür engeller, toplantıların açık hava mitinglerine dönüşmesine yol açabilir.
İmamoğlu’nun salon kiralama isteklerinin geri çevrilmesi, ön seçim sürecinde sıkça karşılaşılan bir durum haline geldi. Bu tür engellerin devam edeceği öngörülüyor. İktidarın bu stratejisi, İmamoğlu’nun destekçilerini daha da motive edebilir. Ayrıca, İmamoğlu’na yönelik daha büyük çaplı bir “Adliye darbesi” olacağına dair duyumlar da gündemde. Bu durum, İmamoğlu’nun danışmanlarına yönelik MASAK kaynaklı girişimlerle destekleniyor.
MASAK’ın, İmamoğlu’nun danışmanlarından birinin mal varlıklarına el koyma girişimi, eski İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in yaptığı ihbarla başlamış. İstanbul’da CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar ve tutuklamalar, İmamoğlu’nun hedefte olduğunu gösteriyor. Bu soruşturmaların bir torba davaya dönüşmesi ve İmamoğlu ile ilişkilendirilmesi, siyasi atmosferi daha da geriyor.
Ekrem İmamoğlu’nun seçime girmesinin engellenmesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesini garanti etmeyecek. Türkiye’deki seçmenlerin bu tür siyaset mühendisliklerine karşı tepkili olduğu biliniyor. İstanbul seçimlerinde İmamoğlu’nun oylarında 572 binlik bir artış yaşanması, bu tepkilerin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. İmamoğlu, son seçimde Murat Kurum’a karşı büyük bir farkla öne çıkmıştı.
Tekrarlanan seçimde Binali Yıldırım’ın aldığı oy miktarının, iptal edilen seçimdeki oyunun 200 bin altında olduğu da dikkat çekici. Sonuç olarak, Erdoğan’ın İmamoğlu’nu engelleme çabaları, ona daha fazla destek kazandırabilir. İmamoğlu’nun karşısında bu kez Mansur Yavaş olacağı öngörülüyor. Bu durum, Erdoğan’ı zor bir tercih yapmaya zorlayabilir.