Bangladeş'te eski Başbakan Hasina ve ailesine yönelik yolsuzluk suçlamaları gündemde. Siddiq, paylaştığı istifa mektubunda, iddia edilen tüm mali çıkarları ve aile ilişkilerini tam olarak açıkladığını savunmasına rağmen durumun hükümetin çalışmalarına zarar verme riski taşıdığını belirterek istifa kararı aldığını duyurdu. Bu gelişmeler, ülkede yolsuzlukla mücadele çabalarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bangladeş'te Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu (ACC), ülkeden ayrılarak Hindistan'a giden eski Başbakan Hasina ile Siddiq dahil aile üyelerinden bazıları aleyhinde 'arazi almak için yetkilerini kötüye kullandıkları' suçlamasıyla dava açmıştı. Bu durum, hükümetin yolsuzlukla mücadele konusundaki kararlılığını sorgulatan bir gelişme olarak değerlendirildi.
ACC Genel Müdürü Akhtar Hossain, yaptığı açıklamada, Hasina, kız kardeşi Rehana ve Rehana'nın 3 çocuğu aleyhinde 3 dava açtıklarını bildirmişti. Hossain, davaları, 'Hasina ailesinin arazi almak için yetkilerini kötüye kullandıkları' suçlamasıyla açtıklarını ifade etmişti. Bu suçlamalar, Bangladeş'teki siyasi iklimi daha da gergin hale getirdi.
ACC, Hasina'nın başbakanlık görevi dolayısıyla sahip olduğu yetkileri kötüye kullanarak arazi alımını yasa dışı bir şekilde kolaylaştırdığını iddia etmişti. Bu tür iddialar, hükümetin yolsuzlukla mücadele konusundaki ciddiyetini sorgulayan bir ortam yaratmaktadır.
Ailesiyle ilgili mülkler ile bağlantılarına ilişkin iddiaların ortaya çıkmasının ardından, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın bakanlık standartları konusundaki danışmanı Laure Magnus tarafından yapılan incelemede Siddiq'in herhangi bir kural ihlali tespit edilmedi. Ancak Magnus, Başbakan Starmer'a verdiği tavsiyede, Siddiq'in ailesiyle bağlarından kaynaklı itibar risklerinin doğabileceğini belirtti. Bu tavsiyenin ardından, Siddiq istifa kararını açıkladı.
İstifa kararı, hükümetin içindeki yolsuzluk iddialarının daha fazla gündeme gelmesine neden oldu. Siddiq'in istifası, hükümetin yolsuzlukla mücadele konusundaki kararlılığını sorgulayan bir durum olarak öne çıkıyor.
Eski başbakan hakkında Ekim 2024'te de kitlesel öğrenci protestolarında işlendiği iddia edilen insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama kararı çıkarılmıştı. Uluslararası Suçlar Mahkemesi, 6 Ocak'ta Hasina hakkında ülke genelindeki 'zorla kaybetme' vakalarında rolü olduğu suçlamasıyla ikinci kez tutuklama kararı çıkarmıştı. Bu durum, Bangladeş'teki siyasi istikrarsızlığın artmasına neden olabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Bangladeş'teki bu gelişmeler, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor. Yolsuzlukla mücadele çabalarının ne denli önemli olduğu, bu tür olaylarla bir kez daha gözler önüne seriliyor.